Orta yaşlı bir dul olan Eun-yi, zengin bir ailenin evinde hizmetçi olarak işe başlar. Bir müddet sonra ev sahibi Hoon, kendi konumundan faydalanarak onun yatağına girer. Hoon'nun yatak odası ziyaretleri sıklaşır. Evin yaşlı hizmetçisi Byung-sik bu ilişkiyi, kocasını avcunda tutması için entrikalar çeviren Hae-ra'nın annesi Mi-hee'ye anlatır. Çok geçmeden Eun-yi hamile kalır ve çocuğu doğurmak ister.Fakat bu aile tarafından öğrenilir. Mi-hee, tüm itirazlarına karşın Eun-yi'yi çocuğu aldırmaya zorlar. Ne doğurmasına ne de evden ayrılmasına izin verir. Hoon gayri meşru dahi olsa çocuğun alınması konusunu enine boyuna düşününce, Mi-hee'nin planı geri teper. Kürtaja zorlanmak Eun-yi'nin akıl sağlığını çok kötü bozar ve o da bildiğini okumaya başlar.

Cinayet dedektifi Oh Jeong Su (Kam Woo Seong), kurbanların hep bayan olduğu birbiri ardına işlenen nedensiz cinayetler serisini araştırmaktadır. Meslektaş dedektif So Young (Jang Sin Yeong) ile birlikte katili yakalamaya karar verirler. Bu süreç esnasında kurbanlardan hayatta kalmayı başaran tek kadın Ji Hyun ( Lee Seung Min) ile tanışır ve ona aşık olur. Aşkları büyüdükçe, talihsizlikler peşlerini bırakmaz ve intikam adına Oh, yasa dışı dahi olsa katili yakalamaya karar vermiştir..

Kuzey Kore Gizli Ajanı Ji-won (Kang Dong-won) bir görevde 38. Paraleli (Kuzey ve Güney Kore'nin gerçek sınırı) geçtiğinde, Han-gyu (Song Kang-ho) başında olduğu Milli İstihbarat Servisi (NIS) müdehale eder ve devamında bunu Seul’un göbeğinde bir silah çatışması takip eder. Olaydan ötürü, Han-gyu kovulur ve Ji-won birimi tarafından yüzüstü bırakılır. Altı yıl sonra, ikisi tesadüfen karşılaşır ve birbirlerinden bilgi çalmak amacıyla bir iş ortaklığına başlarlar.

Yeon-ju , kızı Seong-ah ile yaşayan sert bir kadındır. Her gün aynı şeylerin olmasından sıkılmıştır ve finansal sıkıntıları da vardır. Evinin ikinci katını kiraya vermeye karar verir. Chang-in adında bir adam yazar olduğunu ve sadece iki ay için bir odaya ihtiyacı olduğunu söyler. Fakat , ne zaman anne ve kız evden ayrılsa , Chang-in birinci kata gelir ve bir şey arar. Komşular ondan şüphelenmeye başlar.

Sayonara Itsuka, 2001 yılında Hitonari Tsuji tarafından kaleme alınmış romandan sinema perdesine aktarılması şiddetle beklenen bir film. Filmin başrolünde, Tsuji’nin karısı Miho Nakayama sadece bu film için ekranlara geri döndü. Hikaye 1975’te Yutaka’nın (Hidetoshi Nishijima) Doğu Havayolları’nın Bangok’taki şubesine transfer edilmesiyle başlıyor. Orada bir barda Toko (Nakayama) isimli bir kadınla tanışır. Ancak Yutaka, yakın gelecekte havayolu şirketi kurucusunun kızı ile evlenmeyi planlamaktadır. Çünkü, onu hedeflerine ancak kurucunun kızının sahip olduğu öncelik kavuşturabilecektir. Nikah tarihi yaklaştıkça, Yutaka, Toko’ya daha tutkulu bir aşk ile sevmeye başlar. Ancak bu ilişkiyi bitirerek evliliğini sağlama almaya karar verir. Toko kalbi kırık bir şekilde New York’a taşınır. Ve aradan yıllar geçer…

Jeong-bae çalışmalarını satarken her seferinde reddedilen bir çizgi roman ressamıdır.Yine geri çevrildiği bir gün, ucunda büyük bir para ödülü olan, yetişkin çizgi roman yarışması olduğunu duyar ve katılmaya karar verir. Yeni çizgi romanı için bir yazar aramaya başlar.Da-rim yaptığı her işi berbat etmiştir ve çalıştığı şirketten kovulmuştur. Yeni bir iş ararken, Jeong-bae'yle görüşmeye gider.Büyük para ödülünden etkilenen Da-rim, Jeong-bae için senaryo yazmaya başlar.Ve böylece daha önce kimsenin görmediği ucuz aşk hikayesi başlar.

Kang-won eyaletinin uzak bir bölgesinde fakülte mezünü bir şair yaşamaktadır. İnek satmaya gider ancak fiyatlar çok düşüktür. Yedi yıl önce evlenen eski sevgilisinden bir telefon araması alır. Arkadaşı ölmüştür ve cenazeye gelmesini söyler. Cenazeye inek ile gider. Adam, kız ve inek yolculuğa çıkarlar.

Dokunaklı ve acı-tatlı bir yolculuk olan Şiir küçük bir banliyöde torunuyla yaşayan yaşlı kadın Mija etrafında gelişiyor. Mija bir kültür merkezinde şiir derslerine devam ederken hayatında ilk kez bir şiir yazması gerekir. Görüşü, belleği, gücü git gide zayıflamışken bu yeni görev ona hayatta yeni bir ışık sunar. Ne var ki, bir anda hayal gücünün ötesinde acımasız bir gerçekle yüzleşecektir.

Evlendikten iki ay sonra, Yeon-i (Yun Jin-seo)'in kocası Jin-wu (Yu Ji-tae) bir kaza geçirir ve komaya girer. Günün birinde, Jin-woo’nun tek yumurta ikizi Jin-ho Kore'ye döner. Jin-ho'nun Ji-wu'ya olan çarpıcı benzerliği Yeon-i'i şaşırtır. Birbirlerini çekici bulurlar, ancak Yeon-i, Jin-wu'nun mucizevi bir şekilde komadan çıkışıyla kendini iki kardeş arasında seçim yapamaz halde bulur.

Gelinlik tasarımcısı ve dul bir anne olan Go-eun'un (Yun-ah Song), sayılı bir ömrü kalmıştır. Ölmeden önce genç kızı, So-ra'ya (Hyang-gi Kim) güzel bir gelinlik tasarlamak da dahil elinden gelen her şeyi yapmak istemektedir. Annesinin durumu gittikçe kötüleşmeye başlayınca, So-ra annesinin kanser olduğunu öğrenir ve gizli gizli annesinin arzularını gerçekleştirmeye çabalar...